Sen kurban değilsin: Bilge ruhun sesini dinle
Doğmak… Dünyaya gözlerini derin bir ciğer sızısıyla açmak, bir seçim miydi?
Eğer öyleyse, evrenin sonsuz kapılarının olanaklarıyla var olma güdüsü, daha anne rahmine düşmeden verdiğimiz bir karardı. Bunu düşündükçe insan, “Ne büyük cesaret ile dolu bir ruhmuşum,” diyor. Sanki kararı veren başkasıymış gibi…
Peki ya, yaşamayı göze alacak kadar derin, cesur ve sonsuz bilinçle donatılmış bu insan, dünyaya gelince kararlarını, hayatını, yaşam döngüsünü neden kaderin insafına bırakır? Geçmişi de geleceği de kendi içinde barındıran bir zihin, memnun olmadığı sonuçlarda dünyayı suçlar.
Oysa her insan, bölüm bölüm kendi film senaryosunu yazar. Başrole kimi koyacağın, kalemi tutan ellerindedir.
Çocuk yaşta ipleri eline almak mümkün olmayabilir; öğrenilmiş kalıplar, ebeveynlerin yönlendirmeleri ve hayatın farkındalığını idrak etmek biraz zaman alır.
Mesela, bir tartışmada hep geri çekilen insan ya da işinde sürekli haksızlığa uğradığını düşünen biri… Bu insanlar, farkında olmadan kendi rollerini kurban olarak yazıyorlar. Oysa her deneyim, her olay, senin kendi senaryon için bir fırsattır.
Ama sonra…
Hayatına giren her insan, sana davranış şekilleri, ilişkilerinde tekrar eden döngüler, hayatta nasıl ilerlediğin… Bunların hepsi senin rolün için yazdığın cümlelerdir. Karar hep senin aslında.
Sorumluluğunu fark etmek, seçim gücünü hatırlamak, “Benim elimden ne gelir?” diye sormak… İşte kalemi yeniden sımsıkı tutmak budur.
Yaşamak sana bir döngü gibi geliyorsa, belki de hep aynı yere bakıyorsundur. Durmak, soluklanmak, ne istediğini tekrar düşünmek gerek. İnsanları, olayları, dünyayı değil; bu evren için yaratılırken verdiğin kararı sorgulamak gerek belki de.
Unutma: Sen kurban değilsin.
Yaşadığın hiçbir şey için kimse suçlu ya da sorumlu değil. Buna sen de dâhil. Hayatında olan her insan, senin başka bir versiyonun; senin aynan. Sen nasıl istersen, nereye kadar müsaade ettiysen, o kadar yaşandı.
Şimdi sen, dünyaya gelmek için can atan kadim ruh…
İçindeki bilgeyle tanış. Ona kendini sor, ona kendini anlat. Hayat bir savaş değil. Yüklendiğin zırhlardan, sana ağır gelen kılıçlardan kurtul.
Yorulduğunda sadeleş.
Kendine şefkat göster.
Sadece nefesini dinle.
Ellerini kalbinin üzerinde birleştir.
Hayatı seçen bilge ruhuna bir teşekkür gönder.
Ve kendine iyi bak.
Ama gerçekten iyi bak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.