YOKSULLUK, İŞSİZLİK, GELECEK KAYGISI, PANDEMİ VE UMUT
Toplumlarda kötülük, demokrasiden yararlanmaz; demokrasi yoksa boyutlanır. Ben ömrümle sınırlı gerçeği dile getireyim. Demokrasinin olmadığı ve hiç amaçlanmadığı toplumumuzda çürüme, 12 Eylül’le boyutlandı. Yaşadığım yerde, üç kişinin bile bir araya gelişi yasaktı. Bilim, kültür, sanat, aşk, kahkahalar ve insan onuruna yaraşır yaşamak yasaktı.
TÜNEL
Soluksuz kuyulara düştüğümde başladı
Derinden ürpertilerle bir baktım üşüyorum
Yakalanmak pahasına geldiniz ya
Kaygılanmayın, sürmez
Geçti artık titremem
Biliyorum, aslında uzaklardasınız
Düşüme inanıyorum, öyle sıcak ki…
Her şey çok bozuldu arkadaşlar
Acının boyutlarını bilmiyormuşuz
Zulüm, dağlarımızı yuttu!
Keşke duyduğum kırılan kemiklerimin sesi olsa!
Elektrik şokuyla çıldırsam da gam yemezdim!
Nitekim düşman çemberindeyiz!
Çok arkadaşlarımız gömüldü, boylu boyunca kalbime
Kaç insan hayatında birini tanıyabilir ki?
Kahramanlar çevriliyken bile yargılıyorlardı!
Suskunluğun dalına tünemiş, kör bir dünya
Düzen, dostluklara da bulaştı, sürdürülmüyor
Hele kenetli ellerin bile koparılması ah!
Sevgiler de açmıyor, acıyla cinnette
Uğruna yaşadığımız çok şey bulandı
Ve artık bıçak açmaz oldu ağzımızı!
Isı hızla eksiliyor, tufanı bekliyoruz
Çok geciktiniz!
Milyonlar kıvranıyor, ışık nerede?
Biliyoruz, kirliliği neyin temizlediğini!
Burnu cığcığalı biri olmaktansa
Bu gidişle aykırılığa süreriz kendimizi!
Şaşırttımsa arkadaşlar, gücenmeyin!
Sizleri ve konuşmayı çok özlemişim
Hırçınlığım duyarlığımdan, üzülmeyin öyle
Yapraklarını çürütebilirler ancak hayatın
Gür açarız kırıldıkça, yüklü dallar üstüne!
Desteğimiz
Avutanımız
Diri tutanımız
Çıplak yüreklerimizle
Geçilen bir tünel ki ölüm içre!
Aydın ALP Şubat 1985// YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM
Göreceli olarak daha özgür, daha insancıl dönemler de oldu; ama çürümenin artık, moda deyimle, pik yaptığı bir süreçten geçiyoruz. Savaş psikolojisi, ekonominin verimsiz yatırımlarla heba edilmesi ve betona gömülmesi ve pandemi… Toplum olarak hastalandık; artık bu balık sadece baştan kokmamış, kuyruğuna kadar kokuyor bu balık!
Yoksulluk, işsizlik; dalga dalga büyüyor! Gelecek kaygısı da… İnsanlar ruhen daralıyor, küçülüyor! Topluma umut verecek hiçbir seçenek de yok! En kahredici olanı da bu umutsuzluk! Ve bugünden yarına bunun değişeceği de yok! Ben normalde iyimser biriyim; ama ne yazık k i yakın zamanda toplumu ileriye taşıyacak, topluma nefes aldıracak bir güç yok! Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez, derler. Üretim, emek, dayanışma toplumu olmaktan çıktık! Kurumlarımız ismi var, cismi yok! Hukuk, adalet; hak getire! Hızır bile yetişse çok geç kalmış olacak!
Yazdıklarıma benim bile canım sıkıldı. Şimdi geri çekilerek bakacağım bu alçak dünyaya ve kahredici düzenlere! Dünya; kıyımlardan, katliamlardan, engizisyonlardan geçti bugüne ulaştı. Pandemileri aştı olanakların en az olduğu dönemlerde. Nazizmi yerle bir etti. Hitler’i, Franco’yu, Duçe’yi; nice kendini bir şey sanan zavallı yaratıkları ezdi geçti! Bugünlerin yarınları da var, var!
Geçenlerde bir dershane öğrencim bana: "Hocam 20 yıl önce de her şey daha güzel olacak diyordunuz, şimdi de aynı şey söylüyorsunuz. Hiçbir şey de daha güzel olmuyor!" demişti. Biz değişimden yana olanlar, bir yanımızla iflah olmaz iyimserleriz. Amiyane bir söylemle saftirik olduğumuzdan değil, tarihsel akışı bildiğimizdendir belki de. Toplumsal kumaşımız çok kötü dokunmuş ve bizde tpplumu olumluya taşıyacak ve sinerji yaratacak bir güç de yok! Ama şimdilik... Biz insanların ömrüyle toplumlarım ömrü birbiriyle kıyaslanamaz! Bizim ömrümüz kısa ve haklı olarak isyanlardayız. Niye güzellikler, ömrümüzle orantılı bir biçimde gerçekleşmiyor? Bu, gerçekleşmeyecek anlamını taşımıyor! İnsanlık, nerelerden günümüze ulaştı. Bu aşağılık tekellerin, diktatörlüklerin yıkılacağı günler de yaşanacak! Keşke biz de görebilseydik! Sevgiler, saygılarımla…
Aydın ALP
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.