Abdurrahman Yel

Abdurrahman Yel

Yol hipnozu

Yol hipnozu

Yaz tatilinin gelmesi ve şehirlerarası yolculukların önemli ölçüde arttığı bu günlerde trfik kazaları oldukça arttı. Genellikle virajlı, taşlı yollarda kaza yapılacağını düşünsek de istatistikler kazaların büyük bir kısmının düz ve uzun yollarda yapıldığını gözler önüne sermektedir. Bu durumun psikolojik tarafını ele alarak farkındalık yaratmaya çalışalım. Geçen sene hayatını kaybeden Galatasaray ve milli takımın eski futbolcusu, Ahmet Çalık’ın da hayatını kaybettiği yer, düz ve uzun bir yoldu. Bu tarz yollarda yapılan kazaların en önemli sebebi “Yol Hipnozu” namı diğer “Otoyol Hipnozu”.

Yol hipnozu, sürücünün gözü açık halde uyuması olarak kısaca tanımlanabilir. Bilincin devre dışı kaldığı ve tamamen refleksen araba sürme işleminin gerçekleştirildiği bu yolculukta sürücü yoğunlaşmış bir şekilde, gözü tamamen açık bir vaziyette araba sürmeye devam eder ve bir noktaya kilitlenir. Sürücünün yol üzerinde bir noktaya kilitlenmesi ve bir çeşit transa geçme halidir. Gözler açık halde uyumak gibi görülen bu durum, bilinç ve bilinçaltının farklı şeylere odaklanması nedeniyle beynin sürücüde otomatikleşmiş bir davranış geliştirmesine sebep olmaktadır. Bu durumu arka planda çalışan fakat ekranı uyku modunda olan bir bilgisayara benzetebiliriz. Bu nedenle, yolcular da şoförün yol hipnozunun etkisinde olduğunu kolayca kestiremez. Uzun ve düz yolların benzer özellikleri sürücüyü gözleri açık bir trans durumuna sokar. Halk arasında dalma anı olarak da tanımlanmaktadır.

Şehir içinde ışıklar, dur-kalklar, sinyal yakmalar ve yapılan manevralar düz ve uzun yollarda olmadığı için sürücüler yol hipnozuna maruz kalır. Özellikle uzun yollarda 2,5 saat sonra başlayan bu durum, 4 saat içinde en üst seviyeye çıkmaktadır. Yol Hipnozunun sebep olduğu kazalardan sonra olay yerini inceleyen insanlar, böyle bir yolda yapılmış olan kazayı şaşkınlıkla karşılar. “Bu düz yolda da kaza olur mu?” gibi yorumlara eminim sizler de şahit olmuşsunuzdur.

Yol hipnozuna davetiye hazırlayan ve gidilen yolun uzun ve düz olmasının dışında birkaç durum daha sıralayacak olursak; mola sıklığının az olması, arabaların otomatik vites olması, hız sabitleyiciler ve camların kapatılması sayılabilir.

Peki bu duruma maruz kalmamak için sürücüler neler yapabilir? Öncelikle camların arada bir açılıp kapatılması ve hava sirkülâsyonunun sürekli sağlanması oldukça önemlidir. Sürücüler dikkatlerini dağıtmayacakları boyutta fındık, fıstık gibi bazı kabuksuz çerezler ve atıştırmalıklar tüketebilir. Dingin müzikler yerine uyanık tutabilecek müzik dinlemek ya da yanındakilerle konuşmak da yol hipnozunu azaltan etkenlerdendir. En kötü ihtimalle sakız çiğnemek de işe yarayacaktır. Son olarak 2,5 saatte bir, mola verilmeli ve süre aşılacaksa da kesinlikle 4 saati bulmamalı. Tüm bu önlemler alındığında sürücünün yol hipnozuna yakalanma ihtimali büyük bir oranda azalacaktır. Bu denli hayati bir sorunun sebeplerinin ve alınacak önlemlerin her sürücü ve yolcu tarafından bilinmesi gerektiği kanısındayım. Böylece çok daha güvenli yolculuklar geçirebiliriz.

Unutmayalım ki, bir başka sürücünün yaşayacağı bu durum, bize de kaza olarak dönme potansiyelini taşıyor!

Kalın Sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Yel Arşivi

Umut

21 Eylül 2023 Perşembe 00:10
SON YAZILAR