Müslüm Üzülmez

Müslüm Üzülmez

Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali (I)

Bir İstihbaratçının Kaleminden Mezopotamya’nın İşgali (I)

“deki dicle’ye ve fırat’a

beşikte uyuyana içirdim toprağın kanını” (M. Oğuz)

İlginç ve önemli bir kitaptan, Mezopotamya’da 1915-1920 Sivil Yönetimi kitabından bahsetmek istiyorum. Kitabın yayın tarihi biraz eski, 2004 yılında Yaba Yayınlar tarafından yayımlanmış. Kitabın ilginçliği bir istihbaratçının kaleme almış olmasından, önemi ise kapsadığı dönem ve mekândan, anlatılan konulardan ve yazarın renkli kişiliğinin yanında Ortadoğu’nun haritasını çizen çok önemli aktörlerden biri oluşundan ileri geliyor. Bu nedenle kitaptan önce yazarı tanımamız daha isabetli olur.

Sözünü ettiğim kitabı Gertrude L. Bell kaleme almıştır. Bir İngiliz yurttaşı olan Gertrude L. Bell (1868-1926), ayrıcalıklı bir ailenin kızıdır. Genç ve güzeldir. Zeki ve kurnazdır. Seçkin okullarda okumuş, on parmağında on marifet olan bir arkeologdur. Aynı zamanda tarihçi, araştırmacı, yazar ve istihbaratçıdır. (Bazen erkek kıyafetleri giyerek) İran, Mezopotamya, Arap çöllerini ve Anadolu’yu adım adım gezmiştir. Bu gezilerinde Diyarbekir, Arghana (Ergani) ve Harput’a kadar gelmiştir. 1909’da Ergani’de Meryem Ana Kilisesi’nde Ermeni papazıyla kahve bile içmiştir. Gittiği ve gezdiği yerlerde çokça fotoğraflar çekmiş, gezdiği yerlerin sosyal, kültürel, ekonomik ve tarihi özelliklerini günlüklerinde not etmiş ya da yazdığı mektuplarda anlatmıştır. 1911’de yazdığı Amurath to Amurath (Murat’tan Murat’a) adlı eserinde Zâkhô to Diyârbekr-Diyârbekr to Konia (Zaho’dan Diyarbakır’a- Diyarbakır’dan Konya’ya) gezi güzergâhında kaleme aldığı yazı ve çektiği fotoğraflar yer almaktadır. 

Gertrude L. Bell, araştırma ve gezileri ile Arap kültürü ve kabilelerini çok yakından tanımış ve İngiliz Gizli Servisi Kahire Bürosu’nda uzun yıllar görev yapmıştır. Daha sonra, Bağdat’a üst düzey Komiser olarak atanmış ve Irak sınırının çizilmesinde aktif rol almıştır. Irak Kralı I. Faysal’ın danışmanlığını yapmış, Bağdat’ta Irak Müzesi’ni kurmuştur. 1926 yılında aniden ölmüş ve Bağdat’ta görkemli bir törenle gömülmüştür. Nasıl öldü, ölümden kimler sorumluydu, tarihin karanlıklarında unutturulmuştur. Ölümünden çok sonra, yaptığı araştırma ve gezilere ait bilgilerin bir kısmı kendi adına oluşturulan bir Arşivde toplanmıştır. Arşivde, yazılarını, mektuplarını ve çektiği fotoğrafları bulmak mümkündür. (İlgi duyanlar http://www.gerty.ncl.ac.uk web sitesine bakabilir.)

Gertrude L. Bell çok maharetlidir; 1916-1918 yılları arasında Arap Ayaklanması ile Sina ve Filistin Cephesi gibi savaşlarda Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetine karşı Arapları örgütleyen ve siyasi bir Pan-Arap birliği oluşturmaya çalışan ve modern Ortadoğu’nun mimarlarından biri olan (Arabistanlı) Thomas E. Lawrence’nin akıl hocası olduğunu bile söyleyenler vardır. Gezilerinde Arap aşiret şeyhlerine, liderlerine dürbün, fotoğraf makinesi veya çok güzel süslenmiş tabancalar vererek gönüllerini hoş etmesini ve kendine bağlamasını bilen kurnaz bir çöl kraliçesidir. Almanca baskısı yapılan bir kitabının ismi Ich war eine Tochter Arabiens’dir, yani: Ben Bir Arap Kızıydım. Arap kızı ve çöl kraliçesi hiç de içi boş benzetmeler değildir; çünkü yıllar sonra Çöl Kraliçesi adıyla Gertrude L. Bell’in hayatından belli kesitleri anlatan bir film çekilmiştir. Filmi 2015 yılında ABD’li yönetmen Werner Herzog çekmiş; Nicole Kidman, Robert Pattinson, James Franco gibi ünlü oyuncular filmde rol almıştır (arzu edenler Çöl Kraliçesi filmini internet ortamında izleyebilir). Tabi filmdeki Gertrude L. Bell ile gerçek Gertrude L. Bell arasında muazzam bir fark vardır; istihbarat elemanı olma gibi çok önemli bir özelliği gölgelenerek, kendi yalnızlığını çölün sessizliğinde gidermeye çalışan maceracı, aşkta bahtsız ve kederli, doğa ve çöl sever, Ömer Hayyam hayranı, Arapları seven sempatik bir tip var karşımızda. Ama filmin son sahnesindeki replik Mezopotamya işgali gerçeğini çok güzel anlatır. Çölde deve yarışı yapılmakta ve çadırda Peygamber soyundan gelen Hicaz Şerifi Hüseyin’in oğulları Abdullah ve Faysal kollarında şahinleri oturmuş yarışı izlemektedirler. Gertrude L. Bell de çadırda, yanlarındadır. Konuşma arasında, “Yakında kral olacaksınız” der ve izin isteyip çadırdan ayrılır. Abdullah Faysal’a döner, “Kral olacağımızı nerden biliyor” diye sorar. Faysal kardeşine: “Kralları kral yapan o,” diye yanıtlayarak gerçeği ifşa eder. (1921’de Faysal Irak’a, Abdullah Ürdün’e kral olarak atanmıştır.)

Gertrude L. Bell’i tanıtmaya nokta koyup, şimdi biraz da kitabını anlatmaya çalışayım.

Mezopotamya’da 1915-1920 Sivil Yönetimi kitabı bir üst makama sunulan bir rapordur. Zamanlaması, içeriği ve yazarın o günkü resmi pozisyonu bakımından önemli bir belge niteliği taşımaktadır. Saha çalışmasına ve doğrudan yaptığı gözlemlere dayanmaktadır. 1921’de Kahire’de toplanan konferansın da en önemli referans kaynaklarından biri olmuştur. Kitabın girişinde yer alan 3 Aralık 1920 tarihli İngiliz Kraliyet hükümetine bağlı Hindistan Yönetim Bürosu’nun sunu yazısı eserin niteliğini çok iyi açıklamaktadır:

“Bu eser Mezopotamya’nın İngiliz işgalindeki dönemi ve İngiltere’nin Mezopotamya Mandası’nı kabul ettiği zamanı, yani izleyen yılında bir Arap hükümetinin kuruluşuna kadarki İngiliz sivil yönetimini anlatmaktadır.

Kraliyet hükümeti, bu güç zamana dair bir raporu, Vekil Sivil Komiser’den istemiştir. Sivil Komiser bu raporu hazırlama işini Bayan Gertrude L. Bell’e vermiştir.” (s.7)

(Devam edecek…)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Müslüm Üzülmez Arşivi
SON YAZILAR