Toplumsal yapı içindeki her insan davranışı, ritüller yardımıyla toplumsal gerçekliğini ve toplumsal meşruluğunu sağlar.Bu ritüllerden biri de sünnettir.Özellikle semavi dinlerde tanrının takdirine almak ve hoşuna gidebilmek icin toplumsal ritüellerle kişiden bir takım kurban merasimleri istenir.Bu merasim sonunda duygusal,düşünsel yahut bedensel bir parçasını kurban etmiş kişi ,tanrısal inanç için artık makul bir kul olacaktır. Söz konusu bu kurban süreci erkeklerde sünnet mevhumu olarak karşımıza çıkmaktadır.Sünnet edimi toplumu elinde bulunduran erk tarafından bireyi eksik bırakarak birey üzerinde tahküm gücü oluşturacaktır. Böylelikle hakikiti bedeninde taşıyan birey için bir yas ve toplumsal kurallara karşı boyun eğme başlayacaktir. Bana göre bir siddet eylimi olan sünnet , çocuğun cinsel gelişim döneminde yapıldığında çocuk iğdiş edilme korkusu ile pasifleşerek sindirilecektir.Her yönüyle gelenekçi yapıya sahip olan Türkiye toplumunda beden üzerinden toplumu hizaya çekme organizyonlarinin sayısı azımsanmayacak kadar fazladır.Genç yaşta kendisinden yaşça büyük olan erkekle evlendirilen kız çocuklarının bu durumunu normal karşılayan bu toplum gücünü nerden alıyor? Bu evliliği onaylayan toplumun bu evliliğin bir tecavüz olduğunu görememe psikolojisine sahip olmasınin nedeni nedir? Anne babanın dinsel inançları yüzünden sünnet edilen çocuk istismara uğramıştır.”Ve bu istismar süreci çocukta cinsel hazza müdahale edilen iğdiş edimidir.Cocuk yaşta sünnet edilen her erkek, cinsel hazzı ve içtepisel başkaldırısı zedelenmiş erkektir . Müslüman toplumlarda yaşanan kültürel sorunların ana nedenlerinden biri de sünnet travmasıdır.Bu travma çocukta iler ki yaşantısında agresyona sebep olacaktır.Cocuk iler ki yaşantısında sünnet travması ile erke karşı boyun eğme yaşantısının intikamını kendisinden zayıf ve eksik olduğunu düşündüğü her türlü canlı üzerinden yaşama arzusuna girecektir.Kim bilir belki de toplumun bu kadar ataerkil olmasının ardında yatan etmen sünnet olaydır.” “Freud’a göre sünnet olayı erkek çocuğun annesine karşı duyduğu özlemden vazgeçtiğini göstermek amacıyla toplum önünde törensel olarak uygulanan bir cerrahi operasyondur. Erkek sünnet olarak artık erkekliğe adım atmış ve annesi ile bağlarını tam olarak koparmış olmaktadır.”Burada erkek çocuğu anneden koparak bu dönemi yaşar. Çünkü erkek olmalıdır. Anneye ve kadınlığa ait şeyleri sevmemeli ve yapmamalıdır. Anneyle genital döneme kadar geçirdiği ortak yaşamına son vermelidir. Bu sebeple kadınsı olan her şeyi kötüler, erkeğin o zaman başlayan bu bilinçsiz duygusu ileride kadına şiddeti ve aşağılama olarak kendini gösterebilir.” Türkiye’de tamda odipal dönemde bu korkular içindeki erkek çocuğunun sünnet ettirilmesi bu korkularını tetiklemektedir. Çevresindeki yetişkinlerin ya da sünnet olmuş çocukların “Pipini kesecekler” söylemi çocukta karmaşaya, korkuya ve kaygıya neden olur. Ayrıca “sünnet olunca erkek adam olacaksın” söylemi çocuğun kafasında kadın erkek ayrımını oldukça karmaşık hale getirebilir. “Erkeklerin penisi vardır.” Ve “kadınların penisi yoktur” şeklinde düşünen çocuk için pipisi kesilince erkek olacağının söylenmesi oldukça karışık ve anlaşılması zor bir durum yaratabilir. Odipal süreç aynı zamanda erkek çocuğunun babasının cinsel gücünün yanında hissettiği yetersizliği de barındırır. Bir arzu nesnesi ve onun için yarışan iki erkek vardır. Ve anne sürekli babayı seçmektedir. Babayla uyumakta, babayı öpmekte her koşulda tercihi babadan yana olmaktadır. Bu dönemde çocuk babanın heybeti yanında kendini küçük hisseder. Annenin de her koşulda babayı

seçmesi çocukta küçüklük ve yetersizlik duygusunu oluşturur. Evrensel penis kıskançlığı olgusunun temellerini atan da budur.” Toplumsal gelenek ve kuralların oluşması ve sürdürülmesinde ana etmen olan ehlileşitirme, erkin eliyle henüz yeni sosyal yapıya giren çocuk bedeni üzerinden kendini meşrulaştırmayi kendi iktidarına zarar verilmemesi için din ve ideolojik söylem ve edimlerle baki kılmaya çalışmış ve çalışacaktır

“Hakikat, bedendedir “