KADIN ŞİDDETİN TAM MERKEZİYKEN, DENGEDE HİÇ Mİ PAYI YOK?
"Sert, Tarafsız ve Rahatsız Edici Bir Gerçeklik Okuması"
Toplum olarak şiddeti hep tek bir fail üzerinden okumaya alıştık:Erkek.
Oysa hayat bu kadar basit değil. Şiddet ne tek bir öfkenin ürünü ne de tek bir mağduriyetin hikâyesi.
Bu memlekette kadın da erkek de, dinin, geleneğin,modernizmin,kapitalizmin ve hukukun arasında sıkışmış durumdadır.
Herkes kendi öğrendiği rolü oynuyor; kimse sistemin büyük resmini sorgulamıyor.
Peki bu resimde kadın gerçekten tamamen masum mu?Çoğunlukla evet. Ama yüzde yüz mü? Hayır.
Tarafsız olmak bunu söylemeyi gerektirir.
Kadına yönelen şiddetin hiçbir meşruiyeti yoktur.
Ancak şiddetin neden ve nasıl büyüdüğünü konuşacaksak, kadın ve erkeğin davranış kalıplarını, sosyal medya bombardımanını, boşanma süreçlerini ve güç savaşlarını birlikte ele almak zorundayız.
Öğrenilmiş Sessizlik: Kadının Farkında Olmadan Kurduğu Zemin
Kadınların önemli bir bölümü kültür tarafından şu cümlelerle büyütüldü:
“Erkek kızar, sus geç.”
“Yuvayı dişi kuş yapar, sabret.”
“Boşanma, ayıp olur.”
Böylece kadın istemeden şiddetin örtülmesine, saklanmasına, normalleşmesine katkı sağlıyor.
Bu katkı bir suç değil, toplumsal öğretinin dayattığı refleks.
Psikolojik Şiddet: Görünmeyen Ama Etkili Tetikleyici
Birçok kadın fiziksel şiddete asla yaklaşmaz; ama ilişkide farkında olmadan duygusal baskı üretebilir: Sürekli eleştiri, küçümseme, manipülasyon, pasif agresif tavırlar…Biz buna “kadınca iletişim” deyip geçiyoruz ama psikoloji bunun şiddet riskini artıran ciddi bir tetikleyici olduğunu söylüyor.
Yine söylüyorum: Bu suç değil ama gerilimi tırmandıran bir etkileşim zinciri.
Sosyal Medya: Modern Zamanların En Tehlikeli Fitil Ateşleyicisi
Bugün sosyal medya ilişkilerdeki şiddet sarmalını üç şekilde büyütüyor:
Provokasyon: “Ayrıl, boşan, terk et” şeklindeki hızlı tavsiyeler çatışmayı körüklüyor.
Kıyas kültürü: “Onun eşi şöyle yapıyor, seninki niye yapmıyor?” baskısı gerilimi artırıyor.
Manipülatif içerikler:Kırpılmış videolar, feminist veya maskülinist uç akımlar çiftleri birbirine düşman konumuna itiyor.
Sosyal medya bugün mahalle dedikodusunun dijital hâline dönüştü. Ancak etkisi daha hızlı, daha yıkıcı.
Boşanma Silahları: Çocuk ve Mal Üzerinden Kurulan Güç Savaşı
Tarafsız bir analiz gereği bir gerçeği daha yazmak zorundayım:Bazı kadınlar boşanma sürecinde çocuk ve mal varlığını koz olarak kullanıyor.Bu cümle kolay değil. Ama sahada herkesin gördüğü bir vakadır.
Çocuğun babayla görüşmesini engelleme,
nafakayı tehdit aracı yapma
Mal paylaşımını cezalandırma yöntemine dönüştürme ve baba üzerinden ekonomik baskı oluşturma
Bu davranışların hiçbiri şiddeti meşru kılmaz, fakat boşanma sonrası yaşanan gerilimin ve şiddet patlamalarının önemli bir tetikleyicisi olduğu da inkâr edilemez.
Nitekim Türkiye’de kadın cinayetlerinin yaklaşık %40'ı boşanma sürecinde veya hemen sonrasında yaşanıyor.
Boşanan kadınların %60’tan fazlası tehdit, takip veya ekonomik şantaja maruz kalıyor.
Erkekler ise en çok çocuk üzerinden yürütülen güç mücadelesinde psikolojik çöküş yaşıyor.
Bu tablo bize şunu söylüyor: Boşanma artık bir ayrılık değil, bir güç savaşı.
Sonuç: Suçu Cinsiyete Yükleyen Her Anlayış, Şiddeti Besliyor
Kadın şiddetin faili değil; ancak sessizlik, aşırı fedakârlık, yanlış iletişim, sosyal medya kışkırtmaları ve boşanma savaşları şiddetin gölgesini büyütüyor.Erkek ise fiziksel güçle bu gölgeyi görünür kılan taraf oluyor.
Şiddeti bitirmenin yolu, taraf seçmek değil; sistemi değiştirmektir.Rol dağılımı, ekonomik bağımsızlık,sosyal medya okuryazarlığı, iboşanma hukukunun yeniden düzenlenmesi…
Bunlar olmadan hiçbir çözüm kalıcı olmayacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.