Bilal Yavuz

Bilal Yavuz

Kendi bahçemizin gölgesinde

Kendi bahçemizin gölgesinde

Asırlar önce her şey az, kısıtlı, çok şey ilkel ama gerçekmiş, sahiciymiş, doğalmış, insan sahiden yaşadım diyebiliyormuş, tarih, anlatılar, vakalar, rivayetler bunu gösteriyor. 
Şimdi her şey daha çok, daha fazla, daha sözde gelişmiş, keşifler tıka basa, ancak çok şey sahte, naylon, ruhsuz, hissiz, doğal değil, yalan hep yalan dolan... Yediğinden içtiğine, giydiğinde bildiğine kadar sahtelik çağı... Reçeteler, ilaçlar, çözümler bile kurusıkı...
Nice yüreğin o saadet asrında neden yaşamak istediğini şimdi daha iyi anlıyoruz. Tacirliği yapılmayan, sömürülmeyen tek bir masum olgu kalmış mıdır şu karanlık zamanlarda. Şahsi kanaatime göre yeryüzünde hiçbir dönemde bu kadar bağnazlık, yobazlık yaşanmamıştır belki de. 
Gerçek zamanlardan kalan aziz şehirler, ayakta duran kadim eserler tek tesellisi gerçeği arayan görklü canların, bir nebze onlar yatıştırıyor sahi olana aç kalmış yetim ruhları... 
İnsanlık tedavi edilemeyecek bir hastalığın pençesinde. Zaten tam mutlu olunamayacak şu fani dünyada artık hiç mutlu olunamayacak bu gidişle. Gerçekle beraber mutluluk ve huzur da çekildi aramızdan. Güven, sevgi, saygı nesli tükenen türler gibi koruma altına alınacak yakında. 
Milyonlarca aile, mutluymuş rolü yapan binlerce aileyi özenerek takipte bir ekranın başında. Ah ederek izleyişler sürekli, oysa izlenenler gerçekte daha kötü halde izleyenlerden. Rol çağı bu çağ, poz çağı. Nice ruh hastalarının fenomenleştirildiği, kötü oldukça şöhret bulanların güzellikleri, iyilikleri, potansiyelleri yavaş yavaş parçaladığı modern cehalet devri. Gafletler üst düzey, en son teknik... Meğer bu zamanda olgunluk denilen olay bile duyarsızlaşmakmış. Duygusuzluğun, düşüncesizliğin bile adı profesyonellik olmuş... 
En kötüsü de ne biliyor musun? Yirmi yıl evvel gençlikten başlardı olumsuz etkiler... Şimdi çocukluktan başlıyor dağılmaya, herşey çocukluktan başlıyor mahvolmaya, çocuklar masum çocukluğunu bile yaşayamadan yetişiyor şimdi, yakın zamanda bu kötü gidişat yüz defa katlanacak, böyle giderse erdemler, hakikatler sessizce çekilecek aramızdan tamamen. İnsan insanın tamamen cehennemi olacak... 
Yara almadan kurtulmanın çaresi yok, ancak insanlığın soyunun tükenmesini istemiyorsak, hiç değilse kendi bahçemizin, kendi çevremizin üzerine titreyeceğiz inatla, gayretin huzuruyla göçene dek, hatırlar ve hatıralar çiçek açana kadar, gittiği yere kadar... 
 
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bilal Yavuz Arşivi
SON YAZILAR