Şevval Akengin

Şevval Akengin

Hipotiroid ve beslenme tedavisi

Hipotiroid ve beslenme tedavisi

Tiroit bezi, boynun ön kısmında bulunur, kelebek şeklindedir ve metabolizma üzerinde çok etkili olan bir salgı bezidir.Vücuttaki her dokuyu ve hücreyi etkileyen hormonlar üretir.  Az veya çok çalışması durumunda, bazı sağlık sorunları ortaya çıkar. En sık görülenlerden biri yetersiz hormon salgılaması, yani hipotiroididir. Bu, hormon yetmezliği hastalığında, TSH seviyesi yükselir.Klinik fonksiyon bozukluğu için en iyi izleme testi serum TSH’dır, bunun yanında serbest T3, T4’e bakılır. TSH artışı hipotiroidizm, düşüklüğü ise hipertirodizmle ilişkilidir.Hipotiroid riski kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Hipotiroidi hastalarının genel problemi, fazla kilolardır. Çünkü tiroit, vücut ağırlığının denetiminde rol oynar ve etkin bir çalışma performansı gösteremediği için metabolizmada yavaşlama söz konusu olur bu da kişilerin kilo almasına sebebiyet verebilir. Tiroit hastalığının temel tedavisi, medikaldir ve mutlaka hekim kontrolünde ilaçları düzenli kullanmanız gerekir. Bunun yanı sıra, beslenme de çok önemlidir ama hastalığı kontrol edebilmek için bir beslenme programı yoktur. Yani belirli yiyecekleri tüketmek ya da ek besin almak, durumu kontrol etmeniz için yeterli olmaz. Ama sizi daha iyi hissettirebilir, stresinizi azaltabilir ve hastalığı yönetmeyi kolaylaştırabilir.

BESLENME TEDAVİSİ

-Tedavide amaç TSH, T3 ve T4 değerlerini normal seviyede tutmak ve metabolizma işlevini

desteklemektedir.

-Tiroid hastalığının tedavisinde, özellikle D vitamini, çinko,iyot, demir, selenyum gibi mikro besin öğelerinin değerlendirilmesi,eksikliklerin giderilmesi ve bireye uygun beslenme tedavisinin sağlanması temeldir.

-Tiroid hormonlarının yetersiz üretimine bağlı görünen hipotiroid vakalarının yarısından fazlası Hashimato tiroidine bağlı oluşmaktadır. Bu hastalarda güçsüzlük, tüm vücutta ödem,

unutkanlık, mental fonksiyonlarda azalma, depresyon, kuru, sert ve çabuk dökülen saçlar, bazal metabolizmada azalma, soğuğa duyarlılık, cilt kuruluğu, kilo kazanımı, ses kısıklığı,

kabızlık şikayetleri gözlenir.

-Bu hastaların beslenmelerinde iyot kaynaklarına yer vermeleri gerekir. İyotun en iyi kaynakları deniz ürünleri ve iyotlu tuzdur. Patates, süt, yağsız hindi eti, yumurtada da az miktarda da olsa iyot bulunmaktadır.

-Hipotiroidi tanısı almış yetişkin bir bireyde 3 aylık glutensiz diyet uygulamasının şişlik, kabızlık gibi bağırsak problemlerinin azaldığı ve tiroid işlevinde önemli klinik düzelmeler gözlemlenmiş, hatta glutensiz diyet uygulamasının başlangıcından 6 ay sonra tiroid ilaçları bırakılmıştır.Diyette arpa, yulaf, çavdar tahıllarından yapılan un, ekmek, makarna, bulgur, şehriye, erişte tüketimi yasaklanmalıdır.

-Hipotiroid hastalarının turpgil familyasını çiğ olarak tüketmemeleri gerekir. Guatrojenik besinler brokoli, turp, beyaz lahana, karalahana, brüksel lahanası, şalgam, karnabahar, marul, hardal tohumu gibi besinlerdir.Pişirme ile bu besinlerdeki guatrojen madde miktarı azalır. Bu nedenle hipotiroid hastalarının bu besinleri çiğ olarak tüketmemeleri ve diyetlerinde sınırlandırmaları gerekir.

-Selenyum minerali tiroid hormonlarının metabolizmasında yer alan önemli antioksidanlardandır bu yüzden Selenyum seviyesinin düşmemesi için balık, karides, dana karaciğeri, hindi ve dana eti, mercimek, mantar, susam, ceviz, ay çekirdeği ile tam tahıllar tüketilmelidir.

-Hipotiroidide sebze-meyvelerden, protein, posa, magnezyum, kalsiyum ve potasyum kaynaklarından zengin; sodyum, yağ ve kolesterolden fakir bir beslenme düzeni hipertansiyonu önlemede etkili olmaktadır.

-Hipotiroidide kolesterol ve kan yağları artar, karaciğer yağlanmasına sıklıkla rastlanır. Kalbi ve damarları korumak için doymuş yağ kaynaklarından sakınmak, bol posalı besinlerin tüketimini arttırmak gerekir.Bu nedenle beslenmenizde zeytinyağı,ayçiçek yağı  gibi bitkisel yağ tüketimini arttırın.

-Tereyağı, kuyruk yağı, sakatatlar, kaymak, mayonez, kremalar, etlerin yağlı kısımları ve derilerinin tüketiminden kaçının.

-Hem metabolizmanın hızlanması ve fazla kilolardan kurtulmanıza destek olması için hem tiroid hormonuna karşı doku duyarlılığının artması ve kas artışı için egzersizi

hayatınızdan çıkarmamalısınız.

Diyetisyen Şevval Akengin

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şevval Akengin Arşivi
SON YAZILAR