Ramazan Özpamuk

Ramazan Özpamuk

Okumak kendini gerçekleştirme eylemidir

Okumak kendini gerçekleştirme eylemidir

İnsanlığın uygarlık ve medeniyetle tanışması yazının bulunmasıyla başlar. Yazının bulunup günlük hayatta kullanılması, tarihin ve uygarlığın başlangıcını da ifade eder. Nesilden nesile aktarılan öyküler, yaşanmışlıklar, şiirler yazının bulunmasıyla günümüzde toplumsal bir hafıza oluşturmuştur.

  Sözlü gelenekten yazılı geleneğe gecen insanlık kendi tarihini ve geleceğini de ele alıp günümüz modern çağına taşımıştır. İnsanlık yazıyı keşfederken aynı zamanda kendini doğayı evreni ve toplumu da keşfedip yazıya aktarmıştır. Okuma ve yazma serüveni insanlığı, medeniyet ve uygarlaşma sureci ile eşdeğerde geliştirip günümüze taşınmıştır.

    Okumak yazmak bir toplumun sosyal kültürel zenginliğin gelişmişliğini ifade eder. Okuma ve yazının bulunması insanlığın ateşi bulmasıyla eşdeğerdedir Sevda, ateş nasıl ki insanlığın bir dönüm noktasıdır;  okumanın bilinmesi, doğanın, toplumun, evrenin bilinmezliğine, karanlığına bir ateş yakmıştır. İnsanlık kendi bilinmezliğinde, korkularının binlerce yıl esiri olmuştur. Bilinmezlik ve korku var olduğu sürece insanlık doğaya ve topluma karşı zayıf ve güçsüzdür. Tanrılardan ateşi çalan Prometheus ve yazıyı keşfeden ilk insanlar insanların en büyük ve en yüce kahramanlarıdır.

     Ve bundan dolayıdır ki, Kuran’ın ilk ayeti oku olmuştur.  Tanrısal buyruğun ısrarla oku demesi, karanlık ve cehaletle yoğrulmuş Arap yarımadasına inmiş ilk cemredir. Çünkü okumakta ısrar eden ilk ayet insanların okuyarak aydınlanabileceğini görmüştür. Okumak bizi daha zeki ve bilgili kılar. Okumak bir farkındalıktır, bilginin ve bilmenin kaderini eline almaktır. Okumak, empati duygusunu etkinleştirir, bilmek, farkına varmak, kendini başkasının yerine koymak, acıya sevince ortak olmaktır. Bir toplumsal erdemdir okumak.  Biz kitap okuduğumuz oranda içtenlik ve samimiyetimiz gelişir. Okumak bizi dostça kılar ve kelimeler ruha ve yüreğe daha sıcak ve daha içten, yalın akar.

      Okumak hafızamızı güçlendirir, hatırladıkça anlatacak ve söyleyecek şeylerimiz çok olur. Kelimeler daha anlam yüklü olur; dilden dile yürekte demlenir ve bir sohbet olur ve bizi daha iyi bir dinleyici yapar.  Çünkü insanları dinlemek en yüce bir erdemdir; dinlemek insanları dikkat almaktır, değer vermektir, onore etmektir. Okudukça ve dinledikçe bilinmez dünyalara yüreklere yelken açmış oluruz.

        İnsanın kendini dinleyebilecek birini bulamaması, duygusal açıdan ne kadar kötü ve zor bir şey…  İnsan sosyo psikolojik olarak kendini gerçekleştirmek ve ifade etmek ister. İnsanın anlattıkları, konuştukları başkalarının gözünde ve yüreğinde olumlu bir etki yaratması, insanın bilme ve okuma eyleminin sonucudur.

           Kitap okumak bize sorunlarla baş etme ve çözüm üretme yeteneğini kazandırır.  Okumak, sorunların çözüm şifrelerini en karmaşık hallerini anlamlandırıp çözme iradesini ortaya koyar. İnsan sorunlarını çözdüğü oranda güçlüdür ve huzurludur.  İnsan okudukça anlam katar hayata.

            Kitap okumak, kendinde farkındalık yaratmaktır.  Farklı olmayı becermek, hayatın karmaşasında saklı gizli olanı açığa çıkarmaktır.

             Kitap okuduğunda eğer eski bir tarihi anlatıyorsa tarihi mekânlarda bir gezgin olursun.  Yüreğin, gözlerin, ellerin dokunur tarihin doku yapılarına. Tarihi kişilerle sohbet etmiş gibi olursun okudukça. Yüreğin ve ben benliğin onunla yol alır, savaşlarda onunla ölür, öldürülürsün. Ruhunun gelgitleri artık onunladır, onunla hüzünlenir mutlu olursun. Kitapta geçen kahramanların zaman tünelinde yol alırsın.

               Kitap okumak insanın davranışlarını bilincini,  söylemini, daha uygar ve medeni kılar. Kitap okumak kibarlaştırır insanı. İnsanın karanlık cehaletini kaldırır körleşmiş beyne soluk ve oksijen aldırır Kendini geliştirme ve yenileme eylemidir okumak.   İnsana huzur verir, dinginlik katar, hayatın bütün çelişkilerini karmaşalarını çözer ve anlamlandırır okumak.

                  Okumakla bilirsin, anlarsın; yalanın altındaki gerçeği bilirsin, gizlenmiş davranışın arkasındaki niyeti, yüzüne giydirilmiş maskeleri, mistik gizemli davranışları anlarsın ve çözersin. Okursun tek tek şifreleri…

                    Kitap okumak düşünce ve kelime dağarcığını zengin ve güçlü kılar. Kelimeler beyninde müziğin ritminde ahenginde tane tane akar. Dudaklardan kelimelerin etkileyici büyüsü keşfedildiğinde ise kelimelerin efendisi Kralı olursun. İkna yeteneği insanın en güçlü yeteneğidir ve bu yetenek insanın topluma karşı en güçlü ve en etkileyici duruşudur.   İkna yeteneği hatırnaz ve tutucu davranışa güzellik sunma eylemidir, onun katılaşmış davranışına estetik çizgiler bırakır.  Yüreğinizden çıkan kelimeler sizi mutluluğa, huzura kavuşturur. Sizin nasıl ve ne şekilde yol alacağınızı size fısıldar. Kelimeleri doğru yerde, doğru zamanda sarf edemezseniz kendinize itibar ve saygınlık suikastı yaparsınız.  Kullandığınız kelimenin esiri olmak kadar kötü bir şey yoktur. Dili kontrol etmek, yönetmek, doğru şeylere kanalize etmek sürekli kitap okumakla olur.

              Söyle düşünelim; konuşurken veya bir şey anlatırken kaç insan sizi dinleyebiliyor, kaç insan üzerinde etki bırakabiliyorsunuz?  İnsanlar konuşmalarınızdan sıkılıyor mu uzaklaşıyor mu sizden? Yoksa insanlara verecek güçlü cevaplarınız var mı?  Kitaplar bize deney ve tecrübe kazandırır, sınanmış yaşanmış olaylardan dersler sonuçlar çıkarmamızı sağlar.  Evrensel bir kişilik edinmemizi, farklı olmayı yaşatır ve söyletir. Bizlere durduğumuz yerden binlerce yıl geriye bakmamızı ve hayal kurmamızı sağlar. Ruhumuzu özgürleştirir, bizleri engin düşlere daldırır.  Konfüçyüs, ‘okumayı bilirsen her insanın bir kitap olduğunu göreceksin’ der.  Çünkü okuma insana olgunluk, deney, bilgelik ve sarraflık kazandırır.

           Victor Hugo, ‘okuma ihtiyacı barut gibidir bir kere tutuşunca artık sönmez’ der. Okuma alışkanlığı kazanırsak artık okumadan duramayacağınız, okumadığımız günü yaşanmamış gün olarak kabul ederiz. Okuma alışkanlığı en huzurlu en mutlu olandır. Yeni bir kitaba başlamanın heyecanı ve bitirmenin zaferini okumayan bir insan asla o duyguyu anlayamaz. Hz. Ebubekir der ki, ‘kitaplar akıllı kişilerin bahçeleri, faziletli kişilerin güzel kokulu çiçekleridir.’

            Türkiye'de kitap okuma alışkanlığı maalesef çok düşüktür.  Dünyada en çok kitap okuyan ülkelerin başında Fransa ve İngiltere gelir ve bu oran yüzde 21 civarındadır.  Türkiye'de ise kitap okuma oranı yüzde 0.1'dir.  Kitap okuma oranı ile dünya sıralamasında 86. sırada yer alıyoruz. Türkiye genelinde kişi başına düşen kitap okuma zaman dilimi 9 saniyedir. Ayda telefona, elektronik eşyaya harcanan para 174. 4 TL’dir. Kitaba harcanan para ise 5.5 TL’dir. Bir ülkenin gelişmişlik ve uygarlık düzeyi okumayla eşdeğerdir. Bir toplumun kitap okuma oranı ne kadar fazlaysa o toplumun o kadar aydınlanır ve bilinçli olur. Toplumsal cehalet, körlük, bağnazlık ve tutuculuk bir sosyal yapının taşlarını örer.

            Okumak binlerce yılın köhnemiş düşünce kalıplarını davranış özelliklerini yıkmamızı sağlar. Okudukça aydınlanır, bilinçlenir ve bilinmez karanlıklara güçlü, aydınlık gözlerle bakarız.  Okumak bir var olma ve kendini gerçekleştirme eylemidir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Özpamuk Arşivi
SON YAZILAR