Zülküf Kışanak

Zülküf Kışanak

Ewrex'e bakarken seni gördüm mirim…

Ewrex'e bakarken seni gördüm mirim…

“Sîmir
mîrê teyr û bazên te
mîrê ku ji bêbextiya Yezdanşêr dikir eleman
dikir haho, dikir hawar
ji derewên navmaliyên kezebreş dikir ax û wax
careke din vejiya, careke din rabû, hat
ji çiyayên ku warê me lê veşarî
xeyalên me lê veşarî
û em lê veşarî
Feqî…”
Ewrex’in, bakarken seni gördüğüm, seni yaşadığım, yenilgine tanık olduğum kalenin bir tarafı aşılmaz muhteşem Qatoyê Zêrîn, bir tarafı girilmez, geçilmez bildiğim Masîro, bir tarafı Botan’ın kalbi Besta, her bir tarafı ise sensin, her mevsimi bana hayat olmuş senin dağların, vadilerin, ovaların gülistanım, mirimin gül bahçesi. Zalim Osman Paşa’ya inat bıraktım kendimi senin üç bir yanı ulaşılmaz uçurum, üç bir yanı çıkılmaz yar, yekpare sığınağına, bildiğim en büyük yenilgimin yaşandığı, kırılmalarımın tanığı Ewrex kalesine. Gutili süvarinin sonsuza kadar beklediği Botan’ın kapısı Kasrik boğazına, daha çocuk yaşta, kendimi bellediğim, bitmesini hiç istemediğim o ilk günde dinlediğim, su kadar sevdiğim Siltanê Reş’in hala kulaklarımda çınlayan Memê Alan kilamının ölümsüz aşıkları Mem û Zîn’in can olduğu, hüznü Dicle’ye taşan kadim tapınağım Birca Belek’e, edebi payitahtım Cizre’ye çöken kabus, ne bu tarafta, ne öteki tarafta yüreği aşk, bahçesi çiçek görmeyen ahmak Yezdanşêr’in, illa ki nefesi tükenmiş önceki, sonraki tüm hödük Yezdanşêrlerin ihaneti ne ki Mir Bedirxan’a, güneşime can oldum bir defa, gülistanımın en güzel kızlarının, en yiğit oğullarının yüreğinde dirilişim yaşanıyor, bilin…

*

Bir an yüreğimin şairi Feqiyê Teyran’ı düşledim Hêşet’in sırtlarından, öfkesine bittiğim Sulav şelalesinin bir hışımla vurup geçtiği uçurumdan bakarken sana, “Sîmir vejiya, hat ji Qatoyê Zêrîn, ji Ewrexa dildarên te, ji çiyayên ku warê me lê veşarî, em her lê veşarî, Feqî…” döküldü dilimden, ilk nisanın ilk çarşambasından bu yana Ezdaî yaşayan, Ezdaî toprağa, suya, rüzgara can veren gülistanım. Dinledim, yer gök duyar gibi olduğum sese, sesine öylece kapılıp gittim, tuhaf ama hala her bir taraftan yükselen top sesleri, suratı düşmüş dağlarla çevrili vadi boyunca yankılanan, ta Mikis’tan, Şax’dan, ölümsüzlük diyarı Faraşîn’den kükreyip gelen Botan suyunu çıldırtan insan çığlıkları geliyordu aradan geçen bilmem kaç acılı yıla, kaç yaralı mevsime, zulümle kuşatılmış kaç güne, çarmıha gerilmiş kaç güneşe rağmen. Son nefesini bir ömür hayali ile yaşadığı, özlemi ile yanıp tutuştuğu güzelim Cizîra Botan’dan uzak, el memleketi Şam diyarında veren dalgın mirim, Ewrex kalesini ağlatan büyük yenilgisine teslim olmuş acılı mirim, can mirim. Sessizce geçip gitti, yüzüme çarpa çarpa, buruk yüreğimi eze eze kendi yoluna giden rüzgarla birlikte, dağ kavmine aman vermeyen, nefes aldırmayan her haziranın en kara gününde talanıma çıkan işgalcı paşanın karargahında bana, bize, hepimize diz çöktüren, bilmem kaç asırdan bu yana beni, bizi, hepimizi tepeleyen orduların gözü, kulağı, lanetli ruhu akılsız Yezdanşêr’in ihanetini umursamadan, takılmadan…

*

Biliyorum ki rüzgarın vurdumduymaz haline rağmen, padişahın pek azametli görünen, sultanın pek fiyakalı yürüyen talancı paşasının pirus zaferine rağmen sırtımı verdim sana, Dağkapı’da sır olan şeyhimin, el memleketinde çarmıha gerilen güneşimin sırdaşı, yoldaşı bildiğim tüm dağlarına, vadilerine, ovalarına. Kürtlerin en kara gününde, yirmi dokuz haziran bin sekiz yüz kırk yedide yaşadığı zamansız yenilgisine ağlayan, hala ağladığımız dağlara emanet bıraktığı sessiz haykırışını hissettim mirimin, seni hissettiğim gibi su kadar sevdiğim, özgürlük kavgasına yandığım, her yenilgili anına öldüğüm gülistanım. Evet, biliyorum ki günahıyla, sevabıyla an her şeydir, her şeyimdir ama şiirce, öncesi, sonrası olmayan, mirin Nasturi Dêz'deki, Tiyar'daki, Êzidî Şengal'deki, Laleş'teki af edilmez günahlarını görmezlikten, bilmezlikten gelemesem bile, lanetlesem bile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zülküf Kışanak Arşivi
SON YAZILAR